Aradığımız şeye sahibiz. O her zaman oradadır ve biz eğer
zaman tanırsak, o kendisini bilinir hale getirecektir.
Thomas Merton
Dünya’nın değişmesiyle beraber çocukların ve gençlerin ihtiyaçlarının ve isteklerinin değiştiğini düşünürüz. “Bizim zamanımızda bu kadar imkan yoktu.”, “ben ergenliğimi geçirdiğimi hatırlamıyorum”, “çocuğum bütün aileye saygısını yitirdi” gibi bir çok şikayeti ebeveynlerden duymaktayız. Değişen dünyayla birlikte çocuklarımızın dünyayı yorumlama, zaman algıları, insan iletişimi, duygularını ifade etme tarzları da değişime uğradı. Değişimle beraber ebeveyn ve çocuk arasında kopuk, yıkıcı, yıpratıcı bir sürece girişler çoğaldı.
Girilen bu süreçte anne/baba ebeveynlik tutumlarını ve çocuk yetiştirme yöntemleri sorgulamaya hatta eğitimlerle, kitaplarla değiştirmeye başladı. “ Mükemmel ebeveynlik” kavramına ulaşmaya çalışırken stres veren durumlar ortaya çıktığında kriz yönetimi tam sağlanamayan durumlarda çocuğa bağırma, tehdit etme, ceza verme hatta bazen şiddet uygulama denenebilir.
Peki, okunan kitaplar, makaleler, izlenen programlar, gidilen eğitimler de öğrenilen bilgiler nereye gitti? Tam bu noktada “mindful ebeveynlik” kavramı/yaklaşımı ortaya çıktı.
Mindful ebeveynliğin odak noktası çocuğun problemli davranışı değil; anne/babanın yoğun duygularıdır. Mindful ebeveynlik, ebeveynlere onları zorlayan duygu ve durumlar konusunda bedensel, zihinsel ve duygusal olarak deneyim kazandırarak stresinin farkında olmalarını sağlamaktadır. Bu yaklaşım, neyin yanlış olduğunu sorgulamaktan çok kişinin neye ihtiyacı olduğunu fark etmesini sağlamaktadır. Olumsuz bir durum yaşandığında “Nerede hata yaptım? , Neden üstesinden gelemiyorum?” yerine “Şuan ne yapmam gerekiyor?, Ne tür bir destek işime yarayabilir?” gibi sorular sormaya teşvik eder.
Araştırmalara baktığımız da, yalnızca olumlu ya da olumsuz duygu göstermenin cinsel davranışları ya da madde kullanımları üzerine bir etkisi olmadığı görülmüştür. Bir ebeveynin çocuğuyla duygusal uyumlu olması, olay esnasında etkileşimin olumlu ya da olumsuz olmasından daha önemlidir. Aileler daha az tepkisel ve gerçekçi beklentiler içerisinde olduğundan çocuklarının duygusal olarak daha ulaşılabilir olduğunu göreceklerdir.
Zorlayıcı anlarda mindful şekilde başa çıkmak için;
- Dur!: Ne zaman stresli olduğunu fark ederek ,eyleme geçmeden durun.
- Dikkat et!: Dikkatinizi düşüncelerinden şefkatli bir şekilde nefes alıp veren bedeninize yönlendirin. Nefesinin bedeninizde yarattığı farklılıkları gözlemleyin. Bir süre sonra zihnininiz berraklaştığını fark edeceksiniz.
- Deneyimle!: Etrafınızda ne görüyorsunuz ya da ne duyuyorsunuz. Çocuğunuzun hareketleri, mimikleri, ses tonu fark edin.
- Devam Et!: Eyleme geçmeniz gerekiyor. Duruma göre seçimleriniz ve eyleminiz değişecektir.
Öneriler:
- Kendinize nazik olun. Ebeveyn olarak kendinizi ağır ve kaba eleştiriden ziyade nazik olun.
- Yaşadığın zor durumları sadece senin yaşamadığını, başkalarının da sıkıntı ve stres karşısında zorlanmanın evrensel olduğunu kendine anlat.
- Mindfulness/Bilinçli farkındalık çalışmaları yap.
- Çocuğunun özelliklerini ve yetkinlik alanlarını kabullen.
- Çocuğunuzu eleştiren bir üslup ile değil, duygu ve düşüncelere önem verdiğinizi hissettirerek bir iletişim kur.
- Çocuğunuz için orada olun. Sizinle iletişim kurarken, telefonla, gündelik işlerle uğraşmak yerine elinizdeki işi bırakıp onu dinleyin.
- Davranışların ötesine bakmayı deneyin. Mücadele eden insanı göreceksiniz…
PSİKOLOG DERYA KARAKAŞ
Kitap Önerileri: